KPMG Yunanistan Uyum Süreçlerini Confide Platform İle Güçlendiriyor
KPMG, Confide Platform ile stratejik iş birliği gerçekleştirdi.
Dünyanın önde gelen denetim, vergi ve danışmanlık firmalarından KPMG, Yunanistan ofisi aracılığıyla uyum ve ihbar hizmetlerini güçlendirmek amacıyla Confide Platform ile stratejik iş birliği gerçekleştirdi. Bu iş birliği, geleneksel uyum sistemlerinden bütünleşik ve akıllı platformlara geçişin dikkat çekici bir örneğini sunuyor.
Küresel ölçekte 142 ülke ve bölgede faaliyet gösteren KPMG, “KPMG” markası altında bağımsız firma ağlarıyla hizmet sunuyor. Her üye firma, kendi yükümlülüklerinden yasal olarak sorumlu ayrı bir tüzel kişilik olarak faaliyet gösteriyor. Bu bağlamda, KPMG Yunanistan’ın Confide Platform tercihi, kurumlara entegre bir yönetişim, risk ve uyum (GRC) deneyimi kazandırmayı hedefliyor.
Confide Platform, kullanıcı dostu arayüzüyle tüm uyum programını kapsayan bütünsel bir iş akışı ve vaka yönetim sistemi olarak öne çıkıyor. İhbar süreçlerinden dolandırıcılık risklerine, üçüncü taraf ilişkilerinden yönetişim ihtiyaçlarına kadar geniş bir yelpazede çözümler sunuyor. Platformun modüler yapısı, büyük ölçekli şirketlerin farklı programlarını tek bir çatı altında birleştirmesini sağlarken, girişimlerin de müşteri ve yatırımcı güvenini baştan itibaren inşa etmesine yardımcı oluyor.
Sürdürülebilir Finans İçin Küresel Ortaklıklar
Confide Platform’un dikkat çeken diğer ortaklıklarından biri de 2024 yılının Ağustos ayında, sürdürülebilir finans alanında faaliyet gösteren Global PSSL ile gerçekleşti. Global Principles for Sustainable Securities Lending Community Interest Company (Global PSSL CIC) ile yapılan bu iş birliği, iç hesap verebilirlik ve yönetişim süreçlerinde dijital dönüşümün kapılarını araladı. Anonim raporlama süreçlerinin şeffaflıkla buluştuğu bu iş birliği, Global PSSL’in 3P Şeffaflık girişimi ile çoklu para birimi işlemlerinde sürdürülebilir finansı yaygınlaştırma vizyonunu destekliyor.
KPMG Yunanistan’ın Confide Platform tercihi, artık sadece teknolojik bir tercihten öte, stratejik bir yönetim kararı haline gelen uyum çözümlerinde paradigma değişimini gösteriyor. Özellikle AB’de artan düzenleyici baskı ve kurumsal hesap verebilirlik çağında, bu tarz bütünleşik platformların önemi daha da artıyor. Uyum sistemlerinin sadece yasal zorunluluk değil, aynı zamanda rekabet avantajı sağlayan birer güven altyapısı olduğu artık netleşiyor.
