PwC’nin yayımladığı Tüketicinin Sesi Küresel Araştırması 2025, gıda sektöründe tüketici davranışlarının hızla değiştiğini ve şirketlerin başarı için inovasyona, güvene ve iş birliğine odaklanması gerektiğini ortaya koyuyor.
Tüketici Tercihleri Değişiyor
28 ülke ve bölgede 20 binden fazla tüketiciyle yapılan araştırmaya göre, gıda tercihlerinin 2035’te 10 trilyon doları aşan bir ekosistemi şekillendireceği öngörülüyor. Katılımcıların %71’i sağlıklı ve kaliteli gıdalara ulaşma arzusunu vurgularken, %62’si fiyat baskısı nedeniyle alışveriş kararını ertelediğini belirtiyor.
Ultra işlenmiş gıdalar ve pestisit kullanımı konusundaki kaygılar yükseliyor. Tüketicilerin %60’ı bu konuda endişe taşıyor. Öte yandan, %54’ü lüks segmentte olduğu gibi ikinci el gıda ürünlerine sıcak bakarken, %50’si kiralama modeliyle gıda erişimine açık olduğunu söylüyor.
Teknoloji ve Yapay Zeka Gıdaya Entegre Oluyor
Araştırmaya göre tüketicilerin yarıdan fazlası, market alışverişi ve yemek planlamasında üretken yapay zeka destekli çözümlere olumlu bakıyor. Bu eğilim, gıda ile sağlık ve teknolojiyi entegre eden yeni iş modelleri için önemli bir fırsat sunuyor.
Tüketicilerin %70’i en az bir sağlık uygulaması veya cihazı kullanıyor. Düzenli egzersiz yapan ve sosyal medya üzerinden beslenme trendlerini takip eden grup ise dört veya daha fazla sağlık uygulamasıyla kararlarını yönlendiriyor.
Fiyat Baskısı Sürüyor
Araştırma, fiyatın hâlâ en belirleyici unsur olduğunu gösteriyor. Katılımcıların yarıdan fazlası, aylık faturalarının bir kısmını ödemekte zorlandığını ifade ediyor. Avrupa, Asya ve Afrika’da yaşam maliyetleri önümüzdeki 12 ay için en büyük risk olarak görülüyor.
Sürdürülebilirlik Hedefte, Fakat Tam Karşılık Bulamıyor
Her 10 tüketiciden 8’i iklim değişikliği konusunda endişe duyduğunu belirtse de, yalnızca %44’ü çevresel sürdürülebilirliği destekleyen ürünler için daha fazla ödeme yapmaya istekli. Yerel üretim ve ithal ürün tercihlerinde de fiyat, çoğu tüketici için belirleyici olmaya devam ediyor.
PwC’nin çalışması, gıda sektörünün artık yalnızca fiyat ve kalite ekseninde değil; teknoloji, sürdürülebilirlik ve güven boyutlarında da rekabet edeceğini net biçimde ortaya koyuyor. Özellikle üretken yapay zekanın alışveriş deneyimine entegre edilmesi, gıda zincirinde maliyetleri azaltmanın yanında tüketiciye kişiselleştirilmiş çözümler sunma kapasitesini artırıyor. Önümüzdeki dönemde kazanan markalar, yalnızca ürün satan değil; tüketicinin değerler dünyasına dokunan ve şeffaflıkla güven inşa eden şirketler olacak.
