OpenAI ve Jony Ive, yapay zeka teknolojisini fiziksel bir ürünle buluşturmak için geliştirdikleri ekransız, avuç içi büyüklüğünde akıllı cihaz üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Ancak Financial Times’ın aktardığı bilgilere göre, proje bir dizi teknik engel nedeniyle planlanan hızda ilerlemiyor.
Cihazın ses ve görüntü girdilerini işleyerek çevresiyle etkileşime giren bir asistan olarak tasarlandığı biliniyor. Kullanıcıyla kamera, mikrofon ve hoparlör aracılığıyla iletişim kuracak bu ürün, geleneksel ekranlı cihaz anlayışını dönüştürmeyi hedefliyor. Ancak cihazın “kişilik” yapısının belirlenmesi, veri gizliliği konularının çözümlenmesi ve yüksek işlem gücü maliyetleri geliştirme sürecini zorlaştırıyor.
Hesaplama Gücü, En Büyük Engellerden Biri
Projeye yakın kaynaklara göre, cihazın en önemli darboğazı OpenAI’nin yeterli işlem gücü (compute capacity) sağlayamaması. Bir kaynak, “Amazon Alexa veya Google Home bu altyapıya sahip, ancak OpenAI hâlâ ChatGPT için gereken kapasiteyi güçlendirme sürecinde. Tüketici odaklı bir cihaz için bunu önce çözmeleri gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Buna karşılık, OpenAI’ye yakın kaynaklar yaşanan gecikmeleri “ürün geliştirme sürecinin doğal aşamaları” olarak nitelendiriyor. Cihazın farklı sensör kombinasyonları ve çoklu kamera tasarımı üzerinde halen testler yapıldığı belirtiliyor.
OpenAI Donanım Hamlesiyle Yeni Bir Dönemi Hedefliyor
OpenAI, Jony Ive’ın şirketi LoveFrom’u (önceki adıyla io) bu yıl 6,4 milyar dolar karşılığında satın almıştı. Şirketin CFO’su Sarah Friar, geçtiğimiz ay Paris’teki Viva 2025 teknoloji konferansında, bu adımın “dokunmatik ekranlı telefonun doğuşu kadar büyük bir dönüm noktası” yaratacağını söyledi: “Her teknoloji çağında, yeniliği hayata geçiren bir dönüştürücü araç olmuştur. Bilgisayar döneminde grafik arayüz, mobilde dokunmatik ekran bunu sağladı. Yapay zekada ise henüz o arayüzü bulmadık.”
Friar, yapay zekanın hâlen eski etkileşim biçimlerine bağlı olduğunu, bu cihazın ise insan-teknoloji etkileşimini tamamen dönüştürme potansiyeli taşıdığını vurguladı.
OpenAI’nin donanım alanındaki bu adımı, aynı zamanda şirketin 500 milyar dolar değerlemeyle dünyanın en değerli startup’ı haline gelmesinin ardından geldi. OpenAI, bu yüksek değerlemeyi sürdürebilmek için yazılım kadar donanım alanında da güçlü bir konum edinmeyi hedefliyor.
OpenAI ve Jony Ive iş birliği, yapay zekanın artık yalnızca dijital bir deneyim değil, fiziksel bir yaşam asistanı haline geldiği bir dönemi işaret ediyor. Gecikmeler, böylesine karmaşık bir projenin doğasında var. Ancak burada kritik unsur, cihazın “kişiliği” ile kullanıcı arasındaki ilişkiyi tanımlamak. Eğer OpenAI, işlem gücü sorununu çözerek insan merkezli, güvenli ve sezgisel bir arayüz sunabilirse, bu ürün yapay zekayı gündelik yaşamın en görünür katmanına taşıyacak.
Finansal açıdan bakıldığında, bu donanım girişimi OpenAI’nin değerlemesini destekleyen somut bir gelir kanalı yaratabilir. Dolayısıyla proje yalnızca teknolojik bir yenilik değil, yapay zeka ekonomisinin geleceğini şekillendirecek stratejik bir hamle olarak öne çıkıyor.
