KPMG Türkiye, “Endüstriyel Üretim Sektörüne Bakış” raporunun sonuçlarını yayımladı.
KPMG Türkiye’nin yayımladığı “Endüstriyel Üretim Sektörüne Bakış” raporu, Türkiye’nin küresel zorluklara rağmen üretim performansında gösterdiği istikrarı ve yatırımcılar açısından taşıdığı potansiyeli gözler önüne seriyor. Yüksek faiz, enerji maliyetleri ve küresel durgunluk gibi etkenlere rağmen Türkiye, üretim endeksindeki yükselişiyle dikkat çekiyor. 2024 yılında, OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olarak öne çıkan Türkiye, sanayi yatırımlarında dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odağında stratejik adımlar atıyor.
Enerji ve Elektrikli Araç Sektörleri Yükselişte
Rapora göre, Türkiye’deki sanayi üretimindeki en büyük artış enerji sektöründe yaşandı. Yenilenebilir kaynaklara olan ilgi, elektrikli üretim süreçlerinin yaygınlaşması ve EGİ sektörüne yapılan teknoloji yatırımları sayesinde sektör, üretim endeksinin lokomotifi hâline geldi. Elektrikli araç tarafında ise Togg’un gösterdiği başarı ve Türkiye’nin üretim kapasitesini 1 milyon adede çıkarma hedefiyle yürütülen çalışmalar, otomotivde yerli dönüşümün kalıcı olduğunu gösteriyor. Çinli üretici BYD’nin Türkiye’de 1 milyar dolarlık tesis kurma kararı da bu dönüşümün uluslararası yansıması olarak öne çıkıyor.
Sanayi, İstihdam ve Kadın Katılımında Kritik Rol Oynuyor
Sanayi sektörü, Türkiye’de toplam istihdamın yüzde 20’sini oluşturuyor. 2024 yılı sonunda 6,8 milyon kişinin istihdam edildiği sektörde, kadın çalışan oranı yüzde 17 seviyelerinde kaldı. Kapasite kullanım oranının yüzde 76 ile 15 yıllık ortalamaya yakın seyretmesi, üreticilerin yüksek maliyet ortamına rağmen esnekliklerini koruyabildiğini gösteriyor. Bu tablo, sanayi üretiminin hem ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği hem de toplumsal kalkınma açısından belirleyici konumunu sürdüğünü ortaya koyuyor.
Yatırımcılar İçin Güvenli Liman: Türkiye
Birleşme ve satın alma işlemleri açısından da Türkiye dikkat çekici bir yıl geçirdi. 2024 yılında 45 işlem ile 1,7 milyar dolar hacme ulaşan endüstriyel üretim sektörü, yatırımcılar açısından cazibesini koruduğunu gösterdi. Rekabetçi üretim maliyetleri, stratejik konum ve artan teknoloji yatırımları Türkiye’yi hem bölgesel hem de küresel üretim zincirlerinde önemli bir aktör haline getiriyor.
KPMG: Sanayi Dönüşümünün Anahtarı Teknoloji ve Esneklik
Raporun sunumunda konuşan KPMG Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Hizmetleri Bölüm Başkanı Hande Şenova, Türkiye’nin zorlu ekonomik koşullara rağmen üretim kabiliyetini koruduğunu vurguladı: “Bu raporumuz ile gerek küresel gerek yerel düzeyde sanayi üretiminin içinde bulunduğu yapısal dönüşüm sürecine ışık tutuyoruz. Artan maliyetler, yüksek faiz ortamı ve jeopolitik belirsizlikler gibi zorluklar karşısında endüstriyel üretim sektörünün dijitalleşme, yapay zekâ ve otomasyon teknolojilerine yönelmesi önem arz ediyor. Türkiye açısından bakıldığında ise zorlu makroekonomik koşullara rağmen enerji, maden ve yüksek teknolojili üretim alanlarındaki gelişmeler umut verici bir tablo çiziyor. Ayrıca, ülkemizin üretim esnekliğini koruyarak OECD içinde en hızlı büyüyen ekonomi olması, yatırımcılar için sürdürülebilir bir potansiyel sunduğunu ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde üretken yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm alanlarında atılacak stratejik adımlar, Türkiye’nin küresel değer zincirindeki konumunu daha da güçlendirecektir.”
KPMG’nin raporu, Türkiye’nin sadece üretim artışıyla değil, teknolojik uyum kapasitesiyle de yatırımcı güvenini kazandığını gösteriyor. Enerji ve elektrikli araçlarda sağlanan gelişmeler, dijitalleşme odağındaki dönüşümle birleştiğinde Türkiye, küresel değer zincirlerinde daha güçlü bir yer edinmeye hazırlanıyor. Giderek artan birleşme-satın alma işlemleri, Türkiye’nin bölgesel üretim merkezi olma yolundaki stratejik konumunu her geçen gün daha da pekiştiriyor.
