Google Cloud ve CME Group’tan Dağıtık Defter Teknolojisiyle Finansal Dönüşüm Adımı

Google Cloud ve CME Group, yeni bir iş birliğine imza attı.

Google Cloud ve dünyanın en büyük türev piyasalarından CME Group, varlık tokenizasyonu ve toptan ödeme çözümleri geliştirmek amacıyla dağıtık defter teknolojisine dayalı yeni bir iş birliğine imza attı. 25 Mart 2025’te duyurulan pilot uygulama, geleneksel finans kurumlarının dijitalleşme sürecini hızlandıracak yeni nesil altyapılar sunmayı hedefliyor.

Google Cloud Universal Ledger ile İlk Entegrasyon Başarıyla Tamamlandı

CME Group, Google Cloud’un dağıtık defter teknolojisi olan Google Cloud Universal Ledger (GCUL) sistemine ilişkin ilk faz entegrasyon ve test sürecini başarıyla tamamladığını açıkladı. Bu gelişmeyle birlikte yılın ilerleyen dönemlerinde piyasa katılımcılarıyla doğrudan testlere geçilmesi, 2026 itibarıyla da yeni finansal hizmetlerin sunulması planlanıyor.

GCUL, hesap ve varlık yönetimini sadeleştiren, özel ve izinli bir ağ üzerinden transferleri kolaylaştıran ve mevcut finansal sistemlerle entegre çalışabilen bir mimari sunuyor. Bu yapı sayesinde finansal kuruluşlar, güvenli ve gerçek zamanlı işlemleri daha şeffaf bir biçimde yönetebilecek.

24/7 Piyasalar İçin Temel Altyapı Hazırlığı

CME Group Başkanı ve Üst Yöneticisi Terry Duffy, “Google Cloud Universal Ledger, teminat, marj, mutabakat ve ödeme işlemleri için ciddi verimlilik potansiyeli sunuyor. Küresel piyasaların 7/24 işleyişine geçiş yaptığı bu dönemde böyle bir sistem kritik önem taşıyor,” açıklamasında bulundu.

Google Cloud Finansal Hizmetler Genel Müdürü Rohit Bhat ise, bu stratejik iş birliğinin Google Cloud’un altyapı dönüşümündeki rolünü pekiştirdiğini vurgulayarak, “Finansal sistemlerin modernizasyonunda büyük fırsatlar yaratıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Blokzinciri Teknolojisi ile Değişen Finansal Manzara

Blokzinciri ve dağıtık defter teknolojileri, geleneksel bankacılık sistemlerine alternatif olarak yatırım, ödeme, saklama ve kredi süreçlerinde büyük bir değişim vaat ediyor. Araştırmalara göre, finans kurumlarının gerçek varlıkları tokenleştirmesi ve fintek şirketlerinin programlanabilir ödeme çözümleri geliştirmesiyle birlikte, kamuya açık ve özel blokzincirler arasındaki sınır giderek silikleşiyor.

Örneğin, Mondelez ve dijital ödeme firması SKUx tarafından yürütülen ve Hedera ağı üzerinde geliştirilen başka bir proje, blokzincir tabanlı şeffaflık ve doğrulanabilirlik avantajlarını gözler önüne sermişti.

Google Cloud ve CME Group’un güçlerini birleştirerek hayata geçirdiği dağıtık defter altyapısı, geleneksel finansal sistemlerde yıllardır beklenen dijital devrimi hızlandırma potansiyeline sahip. Özellikle 24 saat açık küresel piyasalara geçiş döneminde, bu tip altyapılar; maliyetleri düşüren, şeffaflığı artıran ve güvenliği pekiştiren çözümler sunuyor. Bu gelişme, finansal kurumlar için sadece bir teknoloji yatırımı değil; aynı zamanda geleceğe açılan stratejik bir kapı olarak değerlendirilmeli.