Trump Yönetimi, Otonom Araçlar İçin Regülasyonları Basitleştiriyor

Trump Yönetimi, otonom araç teknolojilerinin gelişim sürecini hızlandırıyor.
ABD Ulaştırma Bakanı Sean Duffy, 24 Nisan Perşembe günü yaptığı açıklamada, Trump Yönetimi’nin otonom araç teknolojilerinin gelişimini desteklemek amacıyla bazı düzenlemeleri sadeleştireceğini duyurdu. Açıklamaya göre, bu adımlar hem inovasyonu teşvik etmeyi hem de Çin ile süren teknolojik rekabette avantaj elde etmeyi hedefliyor.
Bakan Duffy, “Bu yönetim, Çin ile bir inovasyon yarışında olduğumuzu ve bunun kritik önemde olduğunu net biçimde kavramış durumda. Ulaştırma Bakanlığı’nın inovasyon gündemi doğrultusunda, yeni çerçevemiz bürokratik engelleri kaldıracak, yeniliği teşvik edecek ve güvenliği önceliklendiren ulusal bir standart oluşturma yolunda önemli bir adım olacak” ifadelerini kullandı.
NHTSA’dan İki Yeni Adım: Raporlama Sadeleştiriliyor, Muafiyet Programı Genişletiliyor
Açıklanan ilk adımda, Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA), belirli gelişmiş sürücü destek sistemleri (ADAS) ve otomatik sürüş sistemleri (ADS) ile donatılmış araçlar için geçerli olan Genel Kaza Raporlama Emri (SGO) kapsamında talep edilen raporlamayı sadeleştirecek. Bu değişiklikle, gereksiz yüklerin kaldırılması ve güvenliğe ilişkin kritik bilgilere odaklanılması amaçlanıyor.
İkinci olarak, Otonom Araç Muafiyet Programı (AVEP) artık yalnızca ithal otonom araçlarla sınırlı kalmayacak; yerli üretim otonom araçlar da bu program kapsamına alınacak. Bu genişletme, uyumsuz araçların ABD yollarında daha kolay test edilmesini ve ticarileşmesini mümkün kılacak.
Gelecekte ise regülatörlerin, otonom araçların güvenliğini önceliklendirecek, inovasyona engel teşkil eden düzenlemeleri ortadan kaldıracak ve ticari kullanım için gerekli ortamı sağlayacak ek adımlar atması bekleniyor.
Otonom Araç Ekosisteminde Ticarileşme Yaklaşıyor
NHTSA Baş Hukuk Müşaviri Peter Simshauser, yapılan açıklamalarda, bu ilk adımların otonom araç üreticilerine daha hızlı geliştirme imkânı sunduğunu ve zaman kaybettiren süreçlerle uğraşmadan güvenliği artırma şansı verdiğini ifade etti. “Amerika’yı otomotiv teknolojilerinin yeni nesli için daha cazip bir ortama dönüştürmenin ilk adımları atılıyor” diyen Simshauser, inovasyon ve güvenliğin birlikte ilerlemesi gerektiğinin altını çizdi.
Otonom Araç Sanayi Derneği CEO’su Jeff Farrah ise atılan adımları, “federal politika çerçevesinin oluşturulması yönünde cesur ve gerekli bir hamle” olarak nitelendirdi. Dernek üyeleri arasında Gatik, Lyft, Uber ve Waymo gibi önemli oyuncular bulunuyor.
Bu açıklamadan sadece günler önce, Uber, 15 Nisan tarihinde yaptığı bir duyuruda, Atlanta’daki müşterilerinin Waymo tarafından işletilen robotaksilere binmek için bekleme listesine yazılabileceğini ve bu sayede otonom araçlara eşleşme şanslarının artacağını bildirmişti.
Trump Yönetimi’nin bu hamlesi, yalnızca bir regülasyon reformu değil; ABD’nin küresel teknoloji yarışında liderlik hedefini yeniden tanımlayan bir vizyon beyanı olarak da okunmalı. Otonom sürüş sistemlerinin hızla olgunlaştığı bu dönemde, gereksiz raporlama yüklerinin kaldırılması ve test alanının genişletilmesi, sektöre ivme kazandıracak kritik adımlar. Ancak bu tür politikaların, teknolojik ilerleme ile birlikte kamu güvenliğini de dengelemesi gerekiyor. Otonom araçların ticarileşme süreci hızlanırken, kamuoyunun güvenini kazanmak, teknoloji kadar stratejik bir unsur olacak.