TikTok’un ABD’deki e-ticaret operasyonlarında belirsizlik artıyor.
TikTok’un Amerika Birleşik Devletleri’ndeki e-ticaret operasyonları, yaklaşan düzenlemeler ve ekonomik baskılar nedeniyle belirsizlik içinde. Bloomberg News tarafından 21 Mayıs’ta yayımlanan bir iç yazışmaya göre, şirket çalışanlarına “zorlu kararlar” konusunda bilgi veren e-postalar beklemeleri ve evden çalışmalarını sürdürmeleri yönünde talimat verdi. İçeriğe göre, işten çıkarmalar önümüzdeki günlerde başlayabilir.
“Daha Verimli Bir İş Modeli” Arayışı
Nisan ayında TikTok Shop ABD operasyonunun başına geçen Mu Qing, gönderdiği dahili notta, şirketin “daha verimli bir işletim modeli” yaratmaya çalıştığını ifade etti. Qing, ABD e-ticaret operasyon merkezi ile küresel ana hesaplar ekiplerinde organizasyonel ve personel değişikliklerinin gündeme geleceğini belirtti.
Bloomberg’e göre TikTok’un ABD’de Seattle bölgesinde 1.000’den fazla çalışanı bulunuyor ve şirketin Kaliforniya, New York ve Teksas’ta da ofisleri var.
TikTok’un ABD Geleceği Belirsizliğini Koruyor
TikTok’un Çin merkezli ana şirketi ByteDance, ABD hükümeti tarafından ulusal güvenlik endişeleri nedeniyle baskı altında. Başkan Joe Biden’ın geçtiğimiz yıl imzaladığı yasa gereği ByteDance’in TikTok’un ABD kolunu satması gerekiyor. İlk olarak 19 Ocak 2024 olarak belirlenen satış süresi, önce Nisan ayına, ardından da 19 Haziran 2024’e kadar uzatıldı.
Öte yandan Çin ile ABD arasındaki gümrük tarifeleri konusundaki anlaşmazlıklar, satışı gerçekleştirecek potansiyel anlaşmanın da iptaline neden oldu. Bu durum yalnızca bir yasak riski değil, aynı zamanda vergisel bir tehdit de doğuruyor. Küçük değerli Çin menşeli gönderilerin artık “de minimis” muafiyeti kapsamı dışında kalması, TikTok’un lojistik maliyetlerini artırabilir.
TikTok Shop’un ABD operasyonlarındaki belirsizlik, platformun yalnızca içerik tarafında değil, sosyal ticaret stratejisinde de kırılgan bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. İşten çıkarma sinyalleri, şirketin e-ticaret modelinde yeniden yapılanma arayışını tetiklerken; ABD’deki siyasi ve ekonomik baskılar, küresel teknoloji firmalarının nasıl bir jeopolitik denge içinde faaliyet yürütmek zorunda kaldığını bir kez daha hatırlatıyor. Yasak tehdidinden bağımsız olarak tarifelerin küçük işletmelere uzanması ise, sosyal ticaret platformlarının tedarik zincirine entegre yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
