Likidite (Liquidity), bir varlığın değer kaybı olmaksızın nakde dönüştürülebilme hızını ifade eder. Hem bireysel yatırımcılar hem de kurumsal aktörler için temel finansal göstergelerden biridir. Yüksek likiditeye sahip bir varlık, piyasada kolayca ve mevcut fiyata yakın bir seviyede alınıp satılabilir.
Finansal sistemde likidite sadece varlık bazında değil, aynı zamanda piyasaların genel işleyişi açısından da önemlidir. Bir piyasanın likit olması, alıcı ve satıcıların her an kolayca işlem yapabilmesini sağlar. Bu da fiyat oluşumunu daha şeffaf ve sağlıklı hale getirir.
Likidite Türleri Nelerdir?
Finans literatüründe iki temel likidite türünden söz edilir: piyasa likiditesi ve bilanço (veya muhasebe) likiditesi.
Piyasa likiditesi, belirli bir finansal varlığın piyasada ne kadar hızlı ve fiyat sapması olmadan el değiştirebildiğini gösterir. Hisse senetleri ve devlet tahvilleri gibi varlıklar bu açıdan genellikle yüksek likiditeye sahiptir. Öte yandan, gayrimenkul gibi varlıklar düşük likiditeye sahiptir çünkü satışı uzun sürebilir ve fiyat değişkenliği daha fazladır.
Bilanço likiditesi ise bir işletmenin kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirme kapasitesini ifade eder. Şirketin nakit, nakde çevrilebilir varlıklar ve alacaklar gibi kalemleri bilanço likiditesini oluşturur. Bu ölçüm, şirketin mali sağlığı açısından kritik öneme sahiptir.
Fintek Dünyasında Likiditenin Yeri
Finansal teknoloji ekosisteminde likidite; ödeme hizmetleri, dijital cüzdanlar, kripto para borsaları ve DeFi protokollerinde sistemin sürdürülebilirliği için hayati bir rol oynar. Örneğin, merkeziyetsiz finans (DeFi) platformlarında kullanıcılar, likidite havuzlarına varlık ekleyerek işlem çiftlerinin sürekliliğini sağlar. Bu yapı, platformlara daha düşük işlem maliyetleri ve hızlı eşleştirme imkanı kazandırır.
Öte yandan, geleneksel finansal ürünlerin dijitalleştirilmesi sürecinde, anında ödeme hizmetleri veya BNPL (Şimdi Al Sonra Öde) modelleri gibi yenilikler de yüksek likidite gerektirir. Bu nedenle fintek girişimleri, işlem hacmini artırmak kadar, likidite kaynaklarını çeşitlendirmek ve optimize etmek zorundadır.
Likidite, yatırımcı deneyimini doğrudan etkileyen bir faktördür. Bu yüzden finansal hizmet sağlayıcıları, hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler için işlem akışının kesintisiz olmasını sağlamak adına likiditeyi öncelikli olarak ele alır.

