Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (European Securities and Markets Authority – ESMA), Avrupa Birliği’nin finansal sisteminin güvenliğini, şeffaflığını ve istikrarını sağlamakla görevli bağımsız bir otoritedir.
1 Ocak 2011 tarihinde kurulan ESMA, Avrupa’daki sermaye piyasalarının düzenlenmesinden ve yatırımcıların korunmasından sorumludur. Merkezi Paris’te bulunan kurum, Avrupa genelindeki menkul kıymet piyasalarında bütünlüğün, verimliliğin ve düzenin sağlanmasına katkı sunar.
ESMA’nın temel amacı; finansal sistemde ortaya çıkabilecek sistemik riskleri erken aşamada tespit etmek, yatırımcıları korumak ve piyasalarda adil rekabet koşullarını oluşturarak Avrupa Birliği Tek Pazarı’nı desteklemektir.
ESMA’nın Temel Görevleri Nelerdir?
ESMA’nın görev alanı dört temel başlık altında toplanır:
- Risk Değerlendirmesi:
Yatırımcılar, piyasalar ve finansal istikrar açısından oluşabilecek riskleri önceden belirlemeye çalışır. ESMA, finansal sistemdeki tehditleri ve fırsatları analiz ederek zamanında aksiyon alınmasını sağlar. - Tek Kurallar Kitabı (Single Rulebook):
Avrupa’da tüm finansal piyasalarda geçerli olacak ortak bir mevzuat yapısı oluşturmayı hedefler. Bu, yatırımcılar ve ihraççılar için eşit koşullar sağlar. - Denetim Uyumunu Sağlama (Supervisory Convergence):
Üye ülkelerdeki düzenleyici kurumlar arasında gözetim uygulamalarının uyumlu hale gelmesini sağlar. Böylece Avrupa genelinde tutarlı bir regülasyon ortamı oluşur. - Doğrudan Denetim:
Belirli piyasa katılımcıları (örneğin kredi derecelendirme kuruluşları ve veri sağlayıcılar) üzerinde doğrudan gözetim yetkisine sahiptir.
ESMA, bu faaliyetlerini Avrupa Parlamentosu’na karşı tam bir şeffaflık içinde yürütür. Parlamentonun Ekonomik ve Parasal İşler Komitesi karşısında düzenli olarak ifade verir ve hesap verir.
Fintek Dünyasında Yeri:
Avrupa’daki finansal teknoloji şirketleri için düzenleyici çerçeveyi belirleyen ESMA, dijital varlıklar, robo-danışmanlık, kripto para ürünleri gibi yeni finansal araçlar üzerinde çalışan girişimlerin Avrupa pazarına girişini şekillendiren en önemli otoritelerden biridir. MiFID II ve benzeri regülasyonlar aracılığıyla yatırımcıların korunmasını önceliklendirirken, inovasyona açık ancak kontrollü bir büyüme alanı sunar.