Fintek

DeFi’de Yeni Dönem: Yapısal Finans Çözümleri Sektörü Dönüştürecek

FintekWins Haber Merkezi
  • 12 Mart 2025
  • Okuma süresi: 5 dakika
DeFi’de Yeni Dönem: Yapısal Finans Çözümleri Sektörü Dönüştürecek

Yapısal finansın DeFi’ye  etkileri ve gelecek öngörüleri yazımızda.

Merkeziyetsiz finans (DeFi), hızlı büyümesine rağmen hala büyük yapısal sorunlarla mücadele ediyor. Dalgalı getiriler, sermaye verimsizliği ve likidite dağılımındaki dengesizlikler, kurumsal yatırımcıların bu alana çekilmesini zorlaştırıyor. Ancak yapısal finans çözümleri, geleneksel finans dünyasında olduğu gibi, DeFi’yi daha öngörülebilir ve sürdürülebilir hale getirme potansiyeline sahip.

Verilere göre, 2024 yılında 1.4 trilyon dolar değerinde olan küresel yapısal finans piyasasının, 2030 yılına kadar 2.6 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyüme, finansal varlıkların paketlenerek yatırımcılara sunulmasını sağlayan yapısal finans çözümlerinin önemini daha da artırıyor. DeFi ekosisteminde de bu tarz mekanizmaların devreye alınması, sektördeki en büyük sorunlardan biri olan sermaye etkinliğini artırabilir.

DeFi’de Dalgalı Getiriler ve Likidite Sorunları

DeFi’nin en büyük problemlerinden biri getiri dalgalanması. 2022’de Aave’deki USDC yıllık faiz oranı (%APY) %3.2’den %1.14’e gerileyerek %65’lik bir düşüş yaşadı. Benzer şekilde, genişleme dönemlerinde %20’ye kadar çıkan getiriler, piyasa daraldığında hızla çöküşe geçti.

Bunun yanında, aşırı teminatlandırma gerekliliği %150’yi aşarken, Uniswap V3’te işlem hacminin %90’ı yalnızca havuzların %50’sinde yoğunlaşıyor. Curve’de ise bu oran %10’a kadar düşüyor. Bu dengesizlikler, DeFi’nin toplam kilitli varlık değerini (TVL) 2022 seviyelerine taşıyamamasının başlıca nedenlerinden biri olarak görülüyor.

Geleneksel Finansın Çözümleri DeFi’ye Uygulanabilir mi?

Geleneksel finans dünyasında, teminatlandırılmış borç yükümlülükleri (CDO), ipotek teminatlı menkul kıymetler (MBS) ve kredi temerrüt swapları (CDS) gibi enstrümanlar, riskleri dağıtarak ve sermaye verimliliğini artırarak finansal ekosistemi daha dayanıklı hale getiriyor.

Bu noktada, Umoja adlı platform, yapısal finans çözümlerini DeFi’ye entegre eden öncü projelerden biri olarak öne çıkıyor. Umoja’nın sunduğu varlık koruma protokolü, kripto paralar, itibari paralar ve tokenize edilmiş gerçek dünya varlıkları (RWAs) için risk yönetimini basitleştirmeyi ve otomatik hale getirmeyi hedefliyor.

Umoja’nın DeFi Ekosistemine Katkıları

Umoja, otomatik hedge mekanizması ile kullanıcıların risk toleranslarına uygun stratejileri uygulamasına imkan tanıyor. Bu sistem, varlıkları değer kaybı ve likidasyon risklerine karşı korurken, manuel müdahale gerektirmeyen bir yapı sunuyor.

  • Teminat gereksinimlerini 10 kata kadar azaltarak, sermaye etkinliğini artırıyor.
  • Hedge maliyetlerini yaklaşık %80 düşürüyor, böylece yatırımcılar için daha erişilebilir hale geliyor.
  • “Hedge Token” sistemi, kullanıcıların piyasa kaybı sigortası almasını sağlıyor. Kullanıcılar, belirli bir ücret karşılığında teminat vererek hedge pozisyonlarına minimum maliyetle giriş-çıkış yapabiliyor.
  • Umoja’nın sigorta havuzu, büyük piyasa düşüşlerinde kullanıcıların kayıplarını karşılamak için kullanılabiliyor.

Şirketin kurucusu Robby Greenfield IV, ConsenSys’in eski Sosyal Etki Direktörü olarak sektörde deneyimli bir isim. Umoja, Coinbase Ventures, Mercy Corps Ventures ve 500 Global gibi büyük yatırımcılar tarafından destekleniyor. Şimdiye kadar 2 milyon dolar yatırım toplayan platform, Alpha sürümünü kullanıma sunarak Chainlink gibi büyük DeFi projeleriyle ortaklıklarını duyurdu.

DeFi’nin Kurumsal Benimsenmesi İçin Güçlü Bir Temel Atılıyor

Kurumsal yatırımcıların DeFi’ye giriş yapması için, geleneksel finansın sunduğu öngörülebilirlik ve güvenlik büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalara göre, Amerikalı yetişkinlerin %36’sı ek gelir elde etmek için yan gelir kaynaklarına yöneliyor. Kripto staking, pasif gelir modelleri ve yapısal finans çözümleri, bu yeni yatırımcı kitlesinin ilgisini çekebilir.

Umoja gibi platformlar, karmaşık finansal araçları basitleştirerek, kullanıcıların DeFi’ye katılımını kolaylaştırıyor. Önümüzdeki dönemde, yapısal finans çözümlerinin merkeziyetsiz finans ekosistemini nasıl dönüştüreceği büyük merak konusu olacak.

DeFi sektörü, volatil getiriler ve sermaye verimsizliği nedeniyle kurumsal yatırımcıları kendine çekmekte zorlanıyor. Ancak yapısal finans çözümleri, geleneksel finansın sunduğu risk yönetimi ve likidite optimizasyonunu merkeziyetsiz dünyaya entegre edebilir. Umoja gibi projeler, kurumsal sermayenin DeFi’ye girişini hızlandırarak, sektörün sürdürülebilir bir büyüme sürecine girmesini sağlayabilir. Yapısal finansın sunduğu avantajlar, DeFi için yeni bir dönüşümün başlangıcı olabilir.

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir